7 Eylül 2009 Pazartesi

Ankaragücü ve Ankaraspor Mercek Altında

MKE Ankaragücü ve Ankaraspor A.Ş.'ye ihtarname çekildi burada.

Çekilen ihtarnamenin son kısmındaki pragrafında belirtilen, TFF Yönetim Kurulu, gereği yapılmadığı takdirde ilgili kulüplerin Futbol Disiplin Talimatı kuralları gereğince Disiplin Kurulu'na sevk edileceklerini ve adil oyun düzeninin sağlanabilmesi için Ankaraspor A.Ş.'nin, tedbiren müsabakalara alınmayacağı ifadesinde sadece Ankraspor'a yaptırım uygulanacağının söylenmesi açıkçası biraz abes olmuş. Eğer bir curüm işlenmiş ise bu tek değil iki taraflıdır. Dolayısıyla iki tarafında cezalandırılması gerekir.

Melih Gökçek’in Ankaraspor onursal, oğlu Ahmet Gökçek’in de önce Ankaraspor’un profesyonel şube sorumlusu, ardırdan da 30 Ağustos’taki kongrede Ankaragücü kulüp başkanı olmasının ardından devam eden mide bulandırıcı olaylar dizisi üzerine, federasyon mercek atına aldığı bu iki kulüp ile ilgili harekete geçti anlaşılan. Ancak federasyonun da sadece Ankaraspor'a yaptırım uygulacağı ile ile ilgili bu son açıklaması ise mide bulandırıcı olaylar içine bir sinek atmış olmaktan öteye gitmiyor.

Öte yandan bu ihtarnamenin Kayseri de yapılan toplantıdan sonra çekilmesi de ayrı olarak üzerinde durulması gereken bir konu. Tamam Milli Maçın Kayseride oynanması ve federasyon yetkililerinin orada toplanması dolaysıyla burada bir toplantı yapılmış olması bir etken olabilir. Ancak bu ihtarnamenin Kayseri'den gönderilmesi için yeterli bir sebep değil. Bir iki gün sonra Kayseri'den ayrıldıktan sonrada bu ihtarname gönderilebilirdi. Bu neyin acelesi bu kadar bekledikten sonra. Yanlış hatırlamıyorsam bundan önce Kayseri kulüplerinde de 2006-2007 sezonunda aynı şeyler yapılmış ve buna federasyon tarafından herhangi bir yaptırım olmamıştı. Bunlar hatırlandığında kafada bazı soru işaretleri uyanıyor.

Ayrıca Gençlerbiliği Oftaşspor'un şimdiki adıyla Hacettepespor'un, Gençlerbirliği ile nasıl bir organik ya da inorganik bağı olduğu da 2007-2008 sezonunda özellikle çok tartışılmış ancak bu konuda yine federasyon bir yaptırımda bulunmamıştır. Dolayısıyla bu dönemlerin federasyon başkanlarının farklı olması acaba uygulamada bir farklılık mı yaratıyor sorusunu akla getiriyor. Dönem dönem yaşanan bu tarz olaylarda Federasyon yetkililerinin alacağı kararlardaki standart kamu vicdanı açısından son derece önemlidir.

İhtarname çekilmesi üzerine Sayın Ruhi Kurnaz ve Sayın Cemal Aydın konu ile ilgili açıklamalarında şöyle diyorlar;

Ankaraspor Başkanı Ruhi Kurnaz ''Bunun bir siyasi karar olduğunu düşünüyorum. Ankaraspor kendi başına ayrı bir kulüp. Çifte standart var. Biz bir şirketiz ve kendi başına bir kulübüz. Kimseyle de birleştiğimiz yok. Ben 10 yıl belediye başkanlığı yaptım. Bir kentin belediye başkanı, o şehirdeki takımların onursal başkanıdır. Neden böyle bir konunun içine çekiliyor. İşi bilmeyenler karar veriyor.''

Ankaragücü Onursal Başkanı Cemal Aydın ise ''Ankaragücü Genel Kurulu’nda seçilen organlar, henüz teşekkül etmemişken Federasyon, oluşmamış bir şeye ceza vermeye çalışıyor. Bir genel kurulun tutanakları, henüz ellerine ulaşmadan, federasyon nasıl oluyor da bu kararı alıyor? Genel kurulda yapılan tüzük değişiklikleri nedeniyle henüz tutanaklar bile ilgili birimlere verilmedi. İşi bilmeyen 3 arkadaş, acele olarak karar vermek istiyorsa diyecek bir şey bulamıyorum.''

Gerek Kayseri gerek Gençlerbirliği gerekse Ankaragücü kulüplerinin ve kulüp yetkililerinin içine girdiği bu oluşumlar ya da ilişkiler yumağı belki yasaların boşluğundan yararlanılarak, bir formüle uydurularak meşru gibi gösterilebilir. Ancak bütün bu yaşananlar kamu vicdanında ve spor severlerin gönlünde temizlenmesi gerekli bir leke olarak tezahür etmektedir. Bu nedenlede spora uzanan kirli ellerin ve ilişkilerin temizlenmesi her anlamada önem arz etmektedir. Kısacası ve açıkçası gereğinin yapılmasını kamu vicdanı açısından talep etmekteyiz.

Hiç yorum yok: