2 Ekim 2009 Cuma

Şampiyonlar Ligi Onunla Hüsran

Hiç hatırlamak ve hatırlatmak istemesem de 2001'de Fenerbahçe sıfır çekti Sayın Mustafa Denizli sayesinde. Hal böyle iken ve aşağıdaki tablo ortada iken Beşiktaş seyircisine sabırlar diliyorum.

18.09.2001
Fenerbahçe - Barcelona 0-3
25.09.2001
Fenerbahçe - O. Lyon 0-1
10.10.2001
B.Leverkusen - Fenerbahçe 2 -1
17.10.2001
Olympique Lyon - Fenerbahçe 3- 1
23.10.2001
Fenerbahçe - B.Leverkusen 1-2
30.10.2001
Barcelona - Fenerbahçe 1-0

Mustafa Denizli'nin yönetiminde takım, Şampiyonlar Liginde Oynadığı 6 maçta bir Galibiyet ve bir Beraberlik dahi alamazken, 6 Mağlubiyet alarak, bu sonuçlar ile Fenerbahçe tarihine kara bir sayfa olarak girdi. Takım sadece 3gol Atma becerisi gösterirken, tam 12 gol Yedi ve sıfır Puanla grup sonuncusu olarak Avrupaya veda etti. Kısacası Mustafa Denizli ile Şampiyonlar Ligi Hüsran. Turkcell Süper Ligte Beşiktaş'ın kötü gidişatı'nın üzerine, bunun Şampiyonlar Liginde üstelik Mustafa Denizli ile yaşanmayacağını zannedenler yukarıda ki tabloya baksınlar ve o dönemi iyi hatırlasınlar. Beşiktaş'ın Ligte, 3 büyükler adı içindeki yerine yakışır bir konuma gelmesi içinde gereken bir an önce yapılmalı.

TSL'de 8. Hafta Maçları Heyecanlı Geçecek...

Trabzonspor - Gaziantepspor: Bu akşam saat:20.00'de oynanacak Trabzonspor - Gaziantepspor maçı ile TSL'de 8. hafta heyecanı başlayacak. Geçen hafta sahsında Ankaragücü'ne mağlup olarak şimşekleri üzerine çeken Antep takımı, Trabzon deplasmanında mutlak puan almak hedefinde olacak. Trabzonspor ise 2-0 öne geçtiği Gençlerbirliği maçında rakibi ile berabere kalarak yaşadığı hayal kırıklığını kendi sahasında yaşamamak ve Lig'te üst sıralar için olan mücadelesini sürdürmek için mutlak kazanmak isteyecek. Bu nedenlerden dolayı iki takımda temkinli oyunu tercih edecektir. Trabzonspor bu maç için 3 puana yakın ekip. Maçın ilk yarısında Trabzonspor gol bulmalı maçı kazanmak istiyorsa. Zira ikinci yarıda kondisyon olarak oyundan düşüyorlar. Gaziantepspor ise ilk yarıda gol yemezse belki Trabzon deplasmanından zor olsada puan alabilir.
Skor tahmini : 2-1, ya da 3-1 Trabzonspor. 1-1 düşük ihtimal.

Diyarbakırspor - İ.B.Belediyespor: TSL'de cumartesinin ilk maçı ligte aynı puana sahip Diyarbakırspor - İ.B.Belediyespor arasında oynanacak. Hücum futbolu oynayan İ.B.Belediyespor ile daha ziyade savunmada kalıp kontraatak futbolu tercih eden Diyarbakırspor arasında oynanacak maç güç dengeleri gözetildiğinde ortada bir maç gibi duruyor. Maçın tarafsız sahada oynanması nedeniyle Diyarbakırspor kendi evinde oynama avantajından yoksun olacak. Ayrıca geçen hafta Bursa deplasmanında 4 gol yiyen Diyarbakırspor temkinli olacaktır. Maçta her iki takımda gol bulur düşüncesindeyim. Dolayısyla gollü bir beraberlik şarşıtıcı olmaz. İki takımda puanları paylaşırlar kanaati bende hakimken galibiyete yakın taraf olarak İ.B.Belediyespor'u görüyorum. Zira kendine çıkış arayan Sivasspor'u zorlu bir mücadele sonunda 1-0 yenmesi Belediyespor'un kendi dengi takımlarla olan maçlarda mücadeleyi bırakmadığının bir kanıtı.
Skor tahmini: Öncelikle bereberlik 1-1 ya da 1-2 İ.B.Belediyespor.

Manisaspor - Bursaspor: TSL'de cumartesinin ikinci maçı ise Manisaspor - Bursaspor arasında oynanacak bu maç ilk beşi zormassını beklediğim bu iki ekip arasındaki güç farkını görmemizi de sağlayacak. Bursaspor geçen hafta Diyarbakırspor'u kendi sahasında 4-0 yenerek büyük bir moral ile Manisaspor kaşısına çıkacak. Manisaspor Sivas maçı hariç hiçbir maçta 1golden fazla atamamış ve tek yenilgisini Fenerbahçe'ye karşı almış. Bursaspor ise deplasmanda Eskişehirspor'a ve kendi sahasında Fenerbahçe'ye mağlup olmasına karşın ligte rakibine göre daha fazla galibiyeti var. Az gol atıp, az gol yiyen Manisaspor ile ona kıyasla daha fazla gol atan ve yiyen Bursaspor mücadelesi gerçekten ilginç ve seyredilme zevki olacak bir maç gibi görünüyor. Bütün bunların ışığında Manisaspor'un kendi evinde mağlup olacağını düşünmüyorum. Yüksek ihtimalle maç golsüz eşitlikle ya da 1-1 gibi biter ama mutlak berabere biter diye düşünüyorum.
Skor tahmini: 0-0 ya da 1-1 mutlak beraberlik

Beşiktaş - Denizlispor: TSL'de cumartesinin 3. ve son maçı Beşiktaş - Denizlispor arasında oynanacak. Geçen haftayı ligte maç oynamadan geçen, ancak haftaiçi Şampiyonlar liginde CSKA Moskova yenilgisi ile hüsrana uğrayan Beşiktaş, ligte de aldığı kötü sonuçlara dur diyebilmek için Denizlispor karşısında mutlak kazanması gereken bir maça çıkacak. Öte yandan Lige Fenerbahçe ve arkasından Galatasaray yenilgisi ile başlayan ve sonrasında teknik adam değişikliğine giden Denizlispor ligte kötü günleri geride bırakmak istiyor. Lige 3 büyüklerden ikisi ile oynayarak başlayan ve Fikstür dezavantajı yaşayan Denizlispor'a Beşiktaş deplasmanında şanş vermiyorum. Mutlak Beşiktaş'ın galibiyeti ile bitecek bir maç gibi görünüyor. Skor farkı ise Beşiktaş'ın maçta gol yollarındaki becerisine bağlı olacak. Öte yandan Denizlispor eğer maçtan puan veya puanlar ile çıkarsa Beşiktaş yönetimini ve Mustafa Denizli'yi kimse kurtaramaz.
Skor tahmini: 1-0, 2-0 Beşiktaş

UEFA Avrupa Liginde ilk 3 Puanı Aldık

Sheriff maçını ilk önce 3puanla geçtiğimiz için mutlu olmamız gerekiyor. Nasıl olursa olsun alınan puanlar sonrası için çok önemli. Yine oynadığımız oyun hakkında kötüydü, gelecek vadetmiyor gibi yorumlar yoğunca yapıldı yapılmaya da devam edecek anlaşılan. Ancak şunu belirteyim ki oyun konusunda dile getirildiği kadar kötü oynadığımızı düşünmüyorum. Ancak bir Barcelona olmadığımız da bir gerçek. Özellikle UEFA arenasındaki maçlarda oynadığımız takımların geçmişlerine ya da mali yapılarına bakarak zayıf oldukları buna bağlı olarakta Fenerbahçemizin çok kolay kazanması gerektiği söyleniyor. Ancak kimse unutmasın ki futbol yeni geliştirilen ya da bulunan bir spor dalı değil. Bahsedilen takımların hepsi kazanma adına bugün bilinen tüm birikimleri takip eden ve amaçları adına tıpkı takımımız gibi antremanlarını ve çalışmalarını yapan takımlar olup, futbolcuları da 20 yaşında bende top oynamaya başlayım diyen insanlardan değil 5-6 yaşlarında bu işe gönül vermiş ve gerekli eğitimleri alan, kendilerini ispatlamaya çalışan sporculardan kuruluyor. Sheriff takımının tecrübesi az olan yaş ortalaması 23 civarında bulunan genç futbolculardan kurulu bir ekip olması, bu takımın futbol oynamayı bilmediği ya da maçı kazanmak için mücadele etmeyeceği anlamına gelmiyor. Nitekim oynanan maç biraz da Hakemin Sheriff'li oyuncuları gözetmesi ile mücadelesi üst düzey olan sert bir maç oldu. Hal böyle iken takımların tozlu tarih sayfalarındaki evveliyatlarından ziyade o gün mücadele verdikleri dönemdeki güçleri maçın kaderini belirliyor.
Maç yorumuma mutsuz adam Deivid'e değinerek başlamak istiyorum. 70. dakikada oyuna girdi. Daum, Deivid'e Sol kanatta Uğur'un yerinde görev verdi. Onunla aynı anda sahaya sürdüğü M. Topuz'a da sağ kanatta Kazım'ın mevkisinde görev verdi. Daum'un tercihi bu yönde olmasına karşın Deivid'i sağ, M.Topuz'u sol kanatta tercih etmesini isterdim. Hatta R.Carlos'un önüne Emre'yi alıp M.Topuz'u onun yerine kaydırabilirdi. Bu şekilde yorulan Carlos az da olsa soluk alırdı ki bunu farkeden Emre de maçın sonlarına doğru hep o bölgede kademeye girdi. Ancak Deivid tercihini kullandı Daum. Deivid daha öncede bu mevkide oynatılmak istenmiş ancak yerini yadırgamış ve performansı düşük bir grafik çizmişti. Nitekim Vedeson 82.dakikada girip sol kanada geçinceye kadar Deivid o bölgede hantal bir profil çizdi. Ancak ayağında topu tutmayı ve saklamayı becererek bu bölgede azda olsa katkıda bulunmayı sağladı. Biraz da isteksiz gördüm Deivid'i. Umarım Deivid'i kaybetmeyiz.
Ligte aldığı 3 maçlık ceza sonucu takımdan ayrı kalan Emre, bu maçta orta sahadaki diri görüntüsü ve mücadelesi ile beğeni kazanmıştır kanaatindeyim. Oyunu her aşamada takip eden ve gerekli müdehale için pozisyonlara yakın olmaya çalışan Emre, bu maç için büyük ölçüde bunu yapmayı becerdi. Takımın galibiyetinde katkısı gerçekten büyük oldu. Hücumlarda Cristian'ın biraz insiyatif kullanarak ileriye katkıda bulunması Emre'yi rahatlatır. Ancak sanırım ileri pek çıkmamasını Daum söylüyor. Zira Cristian hucüm organizasyonlarına katılabilecek yetenekte.
Kazım, Antalyaspor savunmasını terletiği şekilde Sheriff savunmasınıda terletti ve zor durumlara düşürdü. Yakaladığı gol pozisyonunda topa düzgün vurmayı becerse geceye damgasını net bir şekilde vurabilirdi. Öte yandan Kazım'ın yeteneği üst düzey olmasına karşın oyun mantalitesi biraz düşük. Emre kadar oyunu ve pozisyonları takip edip pozisyonlara müdehale edemiyor. Bazen oyunu sadece seyrediyor. Nitekim golden sonra Semih'in sol kanattan ceza sahası içine gönderdiği pozisyonda Kazım'ın sağ kanattan ceza sahası içine girmesi ve Semih'in ceza sahası önüne kestiği topa vurması gerekiyordu. İlk golde Alex'in yaptığı gibi. Ancak Kazım pozisyon takibi yapmadığından sağ kanatta orta sahanın önünde atağın gelişimini ve sonuçlanmasını izliyordu.
Alex, kim ne derse desin oyun zekası ve top tekniği mükemmel bir futbolcu. Attığı golle de Semih ile uyumunun, Guiza ile olan uyumundan daha iyi olduğunu da gösterdi. Avrupa Kupalarında takıma ne katkı sağlıyor ki diyenlere de bu gol küpe olsun.
Semih, diyorum ki sen daha çok yabancı forvet harcarsın. Takımda Guiza'dan daha fazla şans bulsa şimdi ligte gol kralığında birinci sırada idi. Sheriff savunma oyuncunu geçmesi, ceza sahasına girişi, kafasını kaldırıp Alex'e topu gönderişi ile hem asist hem gol kralığında yarışır forvet diye geçinen birçok meslektaşı ile. Guiza ise son haftalarda çizdiği performans ile Semih'in eline su dökemez. Zorunlu rotasyon ile gerçeleşen bu değişiklik takıma yaradı.

Umarım bu galbiyet, UEFA Avrupa Liginde alacağımız diğer galibiyetler için başlangıç olur temennisi ile gelecek maçlarda takımımıza başarılar diliyorum...

Bunlarda ilginizi çekebilir:

1 Ekim 2009 Perşembe

FC Sheriff - Fenerbahçe Maçı


1 Ekim 2009 Perşembe
FC Sheriff - Fernerbahçe
Aleksandar Stavrev'in yöneteceği maç, Sheriff stadında
Saat: 20.00'de Euro Futbol Kanalından canlı yayınlanacak.

''Takımımıza Başarılar Diliyoruz''

Monaco'da çekilen kurayla belirlenen UEFA Avrupa Ligi grublarında, ülkemizi temsil eden takımlarımızdan Fenerbahçemiz H Grubu'nda Romanya'nın S.Bükreş, Hollanda'nın Twente ve Moldova'nın Sheriff takımlarıyla eşleşmiş, gruptaki ilk maçını 17 Eylül Perşembe günü Hollanda'nın Twente takımıyla Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı'nda oynayarak şansız bir şekilde öne geçtiği maçı 2-1 kaybederek üzmüştü. Bu akşam gruptaki 2. maçına çıkacak olan Fenerbahçemiz, Moldava'nın Sheriff takımıyla karşılaşacak.

Teknik direktörlüğünü Leonid Koutchouk'nin yaptığı Sheriff maçlarını 14 bin 300 kişilik Sheriff Stadyumu'nda oynuyor. Tarihinde 9 kez lig şampiyonluğu bulunan Moldova temsilcisi 6 kez de Moldova Kupası'nı müzesine götürdü. Geçtiğimiz sezon Moldova Ligi'ni şampiyon olarak tamamlayan Sheriff'in Avrupa kupalarında ise herhangi bir başarısı bulunmuyor. Grubumuzda oynadığı ilk maçında deplasmanda Steaua Bükreş ile 0-0 beraber kaldı.

Maldovaya giden takımımızın kadrosunda ise şu isimler yer alıyor. Volkan Demirel, Volkan Babacan, Mert Günok, Lugano, Bilica, Önder Turacı, Roberto Carlos, Vederson, Cristian Baroni, Emre, Selçuk, Ali Bilgin, Alex, Deivid, Kazım, Mehmet Topuz, Uğur Boral, Özer Hurmacı ve Semih. Guiza, Andre Santos ve Gökhan Gönül sakatlıkları nedeniyle takım karosunda yer almıyor.

Bilindiği üzere UEFA Avrupa Ligi'nde, grup aşamasındaki maçlar 4'erli 12 grupta yapılacak. Her takım, çift devreli lig usulüne göre birbiriyle içerde ve dışarıda karşılaşacak, böylece her takım gruplarda toplam 6 maç oynayacak. Gruplarında ilk 2 sırayı alacak 24 takım 2. tura yükselecek. Grup maçları 17 Eylül ile 16-17 Aralık 2009 tarihleri arasında yapılacak.

UEFA Avrupa Ligi'nde H Grubu'nda yer alan Fenerbahçe'mizin maç programı ve elde ettiği sonuçlar şöyle:
17 Eylül 2009 Perşembe
Fenerbahçe :1 – Twente:2
1 Ekim 2009 Perşembe
FC Sheriff – Fenerbahçe
saat:20.00
22 Ekim 2009 Perşembe
Steaua Bükreş – Fenerbahçe
saat:20.00
5 Kasım Perşembe
Fenerbahçe – Steaua Bükreş
saat:22.05
2 Aralık 2009
Twente – Fenerbahçe
saat:19.00
17 Aralık 2009
Fenerbahçe – FC Sheriff
saat:22.05

30 Eylül 2009 Çarşamba

Olmaz Olmaz Demeyin Oluyor!!!

Sahalarda ender gördüğümüz gollerden biri Arjantin Primera Ligi'nde atıldı. Arjantin Primera Ligi'nde haftanın maçında takımının iki golünü de atan Jonathan Cristaldo, ikinci gölü 25 metreden röveşata ile atarak görenleri şaşırttı.

Not: Arjantin Primera Ligi'nde maça haftaya lig ikincisi olarak çıkan Velez Sarsfield, Cristaldo'nun güzel oyunu ve muhteşem golleri ile lider Huracan'ı 2-0 yenerek böylelikle zirvenin yeni sahibi oldu.

Cristaldo'nun maçın 75. dakikasında ceza sahası dışından attığı röveşata golü gerçekten de ayakta alkışlanası bir gol. Adam bir önceki pozisyonda kalecinin önde kalmasını ve kaleye yetişemeyeceğini düşünerek direkt röveşata ile topu kaleye yolluyor. İlk golü de oldukça güzel Cristaldo'nun. Bizim Guiza da kaleci ile karşı karşıya gol atamıyor ve bize saç baş yolduruyor :) Guzia'ya bu golleri izletsek acaba oda böyle goller atarmı? :) Ya da Cristaldo ile takas mı yapsak? :) Gerçi Guiza'nın fiyatı Cristaldo'nun fiyatının 10katından daha fazla ama golleri görünce sanki fiyat tam tersi olması gerekiyor gibi:) Cristaldo üstelik birde 20 yaşındaymış.

Ne diyeyim... ''Darısı senelik 3-4milyon Euro alan Turkcell Süper Ligte oynayan futbolcuların başına...''

28 Eylül 2009 Pazartesi

Baboo Ne Yapıyorsun Sen Yaw?

Antalyasporlu oyuncu sanırım Hakan Özmert, Cristian'ın bacak arasından topa ilginç bir şekilde müdehale etmek istemiş. Maçta bu pozisyona Yunus Yıldırım ne verdi ve Hakan o topa dokundumu hatırlayamıyorum ama Yunus Yıldırım pozisyonu gayet yakından süzüyor. Resmi görünce nasıl bir topa müdehale etme biçimidir bu diye düşünmeden edemedim. Gerçi bu pozisyonda Cristian'ın ne düşündüğü daha önemli sanırım :) Bu maçta Antalyasporlu oyuncular topa müdehale etmek için ilginç hareketler yaptı. Kaleci Polat'ın Uğur'a müdehalesi, Orhan Akın'ın Kazım ile olan mücadelesinde topa giriş biçimi futbol sahalarında görülmesi biraz mümkün olmayan cinstendi. Sanırım Yunus Yıldırım, kararları verirken bu beklenmedik biçimde gerçekleşen hareketlere bir mana veremediğinden düdükleri yanlış çaldı ya da çalamadı :)

27 Eylül 2009 Pazar

Güreş Müsabakası mı Bu?

37 dakika geride kalmıştı ki bu dakikaya kadar Fenerbahçe'ye 4 Antalyaspor'a 7 faul düdüğü çalımıştı Yunus Yıldırım. Ha birde Fenerbahçeli 3 futbolcuya sarı kart gösterdi. Böyle 3 sarı kart daha ligte bugüne gösterilmemiştir diyecem, hakem eskileri tarafından hedef gösterilen Fenerbahçeli oyuculara şimdiye kadar gösterilen kartların çoğu bu Fenerbahçe düşmanı ezik hakem eskilerinin telkinleri sonrası verilmiştir düşüncesi bu maç sonrası daha da pekişti. Bu da artık apaçık ortadadır. Hem telkinde bulunanlar hem de bu telkinlere kulak verip dinleyenler bir gün elbette bu söylediklerinin ve yaptıklarının hesabını verirler buna inancımız sonsuz da, hadi biz iyi niyetli düşünelim ve hakemin saha içinde kontrolün ve oteritenin kendisi olduğunu göstermek amacı ile bu katları gösterdiğini varsayalım. Peki bu seferde sormazlar mı kontrolü ve oteriteyi elinde bulunduran Sayın Yunus Yıldırım'a, Antalyaspor kalecisinin Uğur Boral'la yaptığı güreşi nasıl görmezsin? Anlık bir olay değil ki bu göz kırptım göremedim diyebileceğin. Futbol oyun kurallarında böyle bir hareket için ne deniyor? Fenerbahçe'ye penaltı çalınması için rakip defans oyuncuları ne gibi bir hareket yapmalı daha. Pes doğrusu!!! Başka da birşey denemez zaten bu çalınan düdüklere...

Antalyaspor'u da 3 Puanla Geçtik...

Maça çıkan onbiri görünce anladık ki rotasyon motasyon nafile. Sayın Daum kafasında belirlediği onbiri oynatmaya devam ediyor. Özer 18 kişilik kadroyu bırakın Antalyaya giden kafilede bile yoktu. Maç bittiğinde ise maçta yapılan değişiklikleri düşündüğümüzde gördük ki Deivid ilk onbir için Daum'un kafasından tamamen silinmiş. Öte yandan oyuna giren Uğur ve Semih'te 40dakika oynadıkları maçta pekte verimli olamadılar. Kazım'ın yeteneği konusunda hiç kimsenin şüphesi yok. Maçtan önce ''Kazım oynarsa, artık bize gününde olması için dua etmek düşer:)'' demiştik. Dün akşam Kazım günündeydi. Muhtemelen geçen haftaki maçtan sonra saha içindeki ve taraftarlarla olan diyalogları konusunda dikkati çekildi. Daha disiplinli ve istekli oynadı. Karşısındaki Antalyaspor savunma oyuncularını her defasında rahatlıkla geçti. Alex'in pasını gole çevirerek takımı öne geçirdi.
Guiza yine ekran karşısında hepimizi çileden çıkaradı. Kaleci ile karşı karşıya kalan ama bir türlü gol atma becerisini gösteremeyen Guiza, Alex'in asistlerini de yedi. Alex'in asistlerini yerken de kaçırdığı goller nedeniyle maçın kopmasını engelledi.

Alex maçın adamıydı hiç süphesiz. Ne demiştik ceza sahası önü Alex'in en etkili olduğu alan. Antalyaspor maçında da attığı gollük paslarla galibiyetin en önemli ismi oldu. Gökhan'ın sakatlanması sonrasında Semih oyuna girdi ve M.Topuz Gökhan'ın mevkisine geçti. Bu dakikadan sonra orta sahaya çekilen Alex 2.gol pası dışında tüm etkinliğini de yitirdi.

Açıkçası 7 hafta sonunda alınan 7 galibiyet ilerleyen haftalar düşünüldüğünde önemli bir başarı. Ancak buna karşın, kaçırılan goller, direkten dönen toplar, Antalyaspor'un maçtaki tek gol pozisyonu sonunda bulduğu yediğimiz abuk sabuk gol ve maçın son dakikasında halı sahalarda görülmesi mümkün olabilecek gol ile maçın kazanılması, Fenebahçe düşmanlarının yine takım üzerinde spekülasyon yapması için ekmeğine yağ sürdü. Guzia girdiği iki net pozisyonu gole çevirse ya da direkten dönen 3toptan ikisi gol olsa maçın skoru farklı olacak ve takım hakkında atıp tutanlar biraz daha söylediklerine dikkat etmek zorunda kalacaklardı. Ama yakalanan pozisyonalar değerlendirilemedi bir de şansızlık sonucu toplar direkten dönünce maç zor kazanılan bir galibiyet olarak hatırlarımıza düştü.