29 Ağustos 2009 Cumartesi

TSL'de Cumartesi EV SAHİPLERİ FAVORİ

Beşiktaş - Gaziantepspor maçı ile 4 haftası başlayan Turkcell Süper Lig bu akşam oynanacak üç maç ile devam edecek. Bu akşam ev sahipleri favori gözüküyor. Ankaragücü sahasında ligte ilk galibiyetini almak ve baskıdan kurtulmak istiyor. Henüz yenilgisi olmayan İstanbul B.B. ise enaz bir beraberlik kurtarabilecek güçte. Kayserispor kendi evinde henüz puan alamamış olan Denizlispor'u konuk ediyor. Denizlispor ilk iki hafta Fenerbahçe, Galatasaray gibi büyük takımlara karşı oynaması ve Sivasspor maçının henüz oynamaması nedeniyle puanla tanışamadı. Ancak Denizli'nin oynadığı oyun biçimi ve taktik anlayışı ile bu sene ligte tutanabileceğini düşünmüyorum. Geride kalan 3 haftada oynanan maçlar düşünüldüğünde, kadro olarakta bu sene iyi bir ekip kuran Eskişehirspor'un, Antalyaspor karşısında 3 puan alacağını bekliyorum. Kısacası ev sahipleri 3 puana en yakın ekipler. Ankaragücü - İstanbul B.B maçından bir beraberlik çıkabilir.

Barcelona ile Ritüel

Kupa, onu hak edenin elerinde yükseldi. Barcelona kupalarına bir tane daha ekledi. Fazla söze gerek yok onlar bunu hep yapıyor. Kadrosundaki herbiri yıldız oyuncusuyla, maç boyunca yapılan pas trafiği ve ortaya koyduğu oyunla bu senede tam gaz yoluna devam edecek.

Maçın tek golunü attı. Shakhtar duvarının arkasına sızdı topu ağlarla buluşturdu. Golü atan adam olarak geceye damgasını vurdu Pedro Rodriguez.

Kim ne derse desin hala beğenmiyorum bu adamı. Ne oyun tarzını ne de tekniğini. Bundan sonrada beğeneceğimi sanmıyorum. Akşamda sahada futbol adına hiçbir sey yapmadı, yapmadığı gibi Thierry Henry'e vermediği bir pas var ki pozisyonun gol olmasının önüne geçerek maça damgasını vurdu Zlatan Ibrahimović.

Lionel Messi, masum suratı, paytak koşuşuyla sevimli bir ördek yavrusuna benzer haliyle herkesin sevgisini kazandı, top tekniği, attığı goller ve oyun zekası ile futbolseverlerin gönlüne girdi. Akşamda golün pasını vererek duvarı delen adam oldu. Ancak maça, verdiği gollük pasla yada oynadığı topla değil, rakibine yaptığı çirkin hareketle damgasını vurdu. Bu hareket kendisini hiç yakışmadı. Bu şekilde devam ederse Cristian Ronaldo ile antipatiklik konusunda da yarışmaya başlayacak.

Kafamıza takılanlar: Tamam anladık Shakhtar, Barcelonaya rakip olacak düzeyde bir takım değil, kora kor da oynamasını beklemiyorduk. Ama bir takım bu kadarmı kendi ceza sahası içine gömük oynar. Tüm maç boyunca tam anlamıyla bir duvara sut çeken Barcelonalı futbolcuları izledik. Haliyle maçtan zevkte almadık. Gol geciktikçe Shakhtar kapandı, Shakhtar kapandıkça maç seyir zevkini kaybetti. Keyifle bir maç izleyerek geçirilecek akşam, zaman kaybı olarak gecenin sonunda iz bıraktı. Birde allah aşkına UEFA organizasyonlarına katılan takımlarımızın sahalarının tuvaleterindeki ayna yüksekliğini bile denetleyen UEFA yetkillileri maçın oynandığı sahanın zemenini hiç mi görmediler. Süper kupa finali böyle bir saha zemininde mi oynatılır.

28 Ağustos 2009 Cuma

Süper Kupa Mücadelesi Barcelona - Shahktar Donetsk


Barcelona - Shakhtar Donetsk Maçı Bu Akşam Star TV'den 21.45 canlı yayınlanacak

İşte UEFA Avrupa Ligi Rakiplerimiz

UEFA avrupa ligi kuraları sonucunda Fenerbahçemiz H grubunda yer alırken diğer temsilcimiz Galatasaray F grubunda yer aldı.

Fenerbahçemiz H grubunda, Steaua Bükreş, Twente, Sheriff ile mücadele edecek. 3. ve 4. gruptan gönlümüzden geçen takımlar ile eşleşirken 1. torbadan diğer ekiplere göre nispeten daha zayıf bir ekip olan Steaua Bükreş ile eşleştik. Grup liderliği için şanslı bir gruba düştüğümüzü söyleyebiliriz.

Diğer temsilcimiz Galatasaray F grubunda, Panathinaikos, Dinamo Bükreş, Strum ile mücadele edecek. 1. torbadan Yunan ekibi Panathinaikos ile eşlenen temsilcimiz içinde nispeten kolay bir grup.

UEFA Avrupa Ligi'nde, grup aşamasındaki maçlar 4'erli 12 grupta yapılacak. Her takım, çift devreli lig usulüne göre birbiriyle içerde ve dışarıda karşılaşacak, böylece her takım gruplarda toplam 6 maç oynayacak. Gruplarında ilk 2 sırayı alacak 24 takım 2. tura yükselecek. Grup maçları 17 Eylül ile 16-17 Aralık 2009 tarihleri arasında yapılacak.

UEFA Avrupa Ligi'nde H Grubu'nda yer alan Fenerbahçe'mizin maç programı şöyle:


17 Eylül 2009 Perşembe
Fenerbahçe – Twente
saat: 22.00

1 Ekim 2009 Perşembe
FC Sheriff – Fenerbahçe saat:20.00

22 Ekim 2009 Perşembe
Steaua Bükreş – Fenerbahçe saat:20.00

5 Kasım Perşembe
Fenerbahçe – Steaua Bükreş saat:22.05

2 Aralık 2009
Twente – Fenerbahçe saat:19.00

17 Aralık 2009
Fenerbahçe – FC Sheriff saat:22.05

Takımlarımıza UEFA Avrupa Liginde Başarılar Diliyoruz.

UEFA Avrupa Ligi Kura Çekilişi Tahminlerimiz

Takımlarımız 2. torbadan giriyor kuraya. Saat 14.00'te çekilecek kurada umarım bizim için takımlarımızı yormayacak en hayırlı gruplar oluşur. Şimdi birde kura tahmini yapalım:

Gönlümüzden geçen: Hamburg, Fenerbahçe, Twente, Sheriff
Tahmin: Benfica, Fenerbahçe, D.Zagrep, Toulouse

Gönlümüzden geçen: S. Bükreş, Galatasaray, Hapoel, Ventspils
Tahmin: S.Donetsk, Galatsaray, A. Bilbao, Salzburg

Maça Damgasını Vuranlar

Fenerbahçe - Sion maçına damga vuranların başında taraftarımız oldu. Hem maç boyunca susmadan takıma gösterdikleri destek açısından hemde taraftar olarak bilet fiyatlarına tepki göstermeleri bakımından gecenin en gür sesi oldular. Taraftarın Sesi Doğrunun Adresi...

Maçın henüz 2. dakikasında attığı golle takımımızı öne geçiren ve penaltı gölüylede maçın skorunu eşitleyen Andre Santos maça damgasnı vuranlardan oldu. Golün Adresi Andre Santos...

Maçtan sonra yaptığı açıklama ile taraftarın en iyisi olduğunu söylemesi, takımda bazı futbolcuları Manisa maçı öncesi dinlendirmemiz gerekiyordu aklımız manisa maçındaydı demesi ile gerçekleri dile getirmesi ve sahaya sürdüğü onbir tercihi ile maça damgasını vurdu. Fenerbahçe'nin Adresi Daum...

27 Ağustos 2009 Perşembe

UEFA Avrupa Ligi Play-Off 2. Maç Yayınları

FENERBAHÇE - SION
21.30'dan itibaren D Smart 42. Kanaldan, HD Smart 102. kanaldan Canlı Yayınlanacak.

FC Levadia - Galatasaray
21.00'dan itibaren D Smart 40. Kanaldan Canlı Yayınlanacak.

Toulouse - Trabzonspor
22.00'dan itibaren D Smart 101. Kanaldan Canlı Yayınlanacak.

TAKIMLARIMIZA BAŞARILAR

Aramızdaki En İyi Kâhin Kim?

1.TORBA
Barcelona
Liverpool
Chelsea
M.United
Milan
Arsenal
Sevilla
B.Münih

2.TORBA
Lyon
İnter
R.Madrid
CSKA Moskova
Porto
AZ Alkmaar
Juventus
G.Rangers

3.TORBA
Olympiakos
Marsilya
D.Kiev
Stuttgart
Fiorentina
Bordeaux
A.Madrid
BEŞİKTAŞ

4.TORBA
Wolfsburg
S.Liege
M.Haifa
FC Zürih
Rubin Kazan
U.Urziceni
APOEL Nicosia
Debrecen

Torbalar belli ve akşam saat 19:00'da Monaco'da çekilecek kura ile Beşiktaş'ın rakipleri belli olacak bakalım tahminimiz tutacakmı? Aramızdaki NOSTRADAMUS kim olacak? Beşiktaş için En Kolay veya En Zor grup nasıl olabilir diye düşünmüyorum. Torbalardaki takımlar ve güçleri belli zaten. Dolayısıyla Beşiktaş için en hayırlı kura nasıl olacaksa bu akşam bu yönde bir kura olsun. Dileğimizi dile getirdikten sonra da hemen tahminimizi verelim:

Arsenal, CSKA Moskova, Beşiktaş, FC Zürih

Bakalım Nostradamus kadar iyi bir Kâhinmiyiz :)

26 Ağustos 2009 Çarşamba

Avrupaya Trajik Veda

Şampiyonlar ligi 3. ön elemesinden elenerek gelen ve UEFA Avrupa Ligi mücadelesi için oynanan play-off karşılaşmalarında, iki takımdan gülen taraf tahmin ettiğimiz gibi Shakhtar Donetsk oldu. Tecrübeli Kurt teknik adam Lucescu, ilk maçta sivasta turu getirecek skoru elde etmişti. İkinci maçta da rakibine şans vermedi ve rahat bir şekilde UEFA Avrupa Ligi gruplarına kalmayı başardı. Trajik skorlar alan Asker teknik adamsa herhalde bu kısa süren avrupa macerasından sonra gerekli dersleri hem kendi için hemde takımı için çıkarmıştır. İki sezondur lige renk veren Sivasspor da bakalım kötü gidişata ne zaman dur denebilecek. Trajedi ne zaman bitecek, bunu zaman gösterecek.

Konu ilgili diğer yazılar:

25 Ağustos 2009 Salı

Karpuzun Kabuğu Ekşiydi Ama Tadı Damakta Kaldı

Kısaca maç böyle geçti. Skor, böyle zor şartlar altında oynanan bir maç için bizim açımızdan tatminkardı . Birdaha aynı olayların olmaması dileğiyle artık biraz futboldan bahsedelim.

Ligte yediğimiz bu ilk gol son anı itibari ile abuk sabuk denecek bir goldü. Yediğimiz bu golde evet, Diyarbakırspora son pozisyonda şans yardım etti. Ancakkk bu topta oraya gökten düşmedi. Hücumda kaptarılan ve Diyarbakırspor yarı sahasının ortasından Lugano ve Bilica arasına atılan top geciken müdehaleler ve sonrasında cezasahası içine kadar geldi ve şans golü oldu Diyarbakırspor için. Yine ilk yarıda böyle araya bir top daha atıldı ve Mendoza'nın vuruşu çok az farkla kalenin üstünden dışarı gitti. Lugano ve Bilica arasına kaçan ve biraz hızlı olan bir forvet kalemiz için herzaman tehlike oluşturacak bu görünüyor. Ancak Lugano ve Bilica'nın bu kadar uzaktan gelen toplara ilk anda müdehale etmeleri gerekiyordu neden etmediler anlamak mümkün değil. Rakip sahadan uzun atılan topları izlemek yerine top yere inmeden müdehale etselerdi bu pozisyonlar yaşanmazdı.

Hiç şüphe yoktur ki maçın adamı Gökhan Gönül. Hem yenilen golden sonra takım arkadaşlarına 'ne oluyoruz ya' tarzında yaptığı selzeniş, hem gösterdiği mücadele, hemde bu seneki Fenerbahçe jeneriklerine bir başkasını kattığı attığı golle maçın adamı olmayı hak etti. Cesur Yürek Gökhan Gönül form grafiğindeki yükselişi arttırmaya devam etti yine bu maçta.

Kazım Kazım sana demek DAUM lazım. Form grafiğini yükseltmeye devam eden diğer bir futbolcumuz da Kazımdı. Attığı golde ve direkten dönen topta, topa ne kadar hızlı vurduğu mutlaka ölçülmeli. Kazım biraz bu konunun üzerine eğilip şut isabet yüzdesini arttırmaya çalışmalı yada çalıştırılmalı. Mükemmel bir vuruş becerisi elde edebilecek kalitede biri. Kendisi ve takım için son derece faydalı olur böyle bir çalışma.

Andre Santos maçta çok mücadele etti çokta faule mahruz kaldı . Topu saklaması, ayaklarına hakimiyeti mükemmeldi. Ancak ikli mücadelelerde hakem düdük çalmadan topu bırakmaması gerekiyor. Nitekim böyle bir iki pozisyonda hakem düdüğünü çalmadığı gibi kaptırılan toplar tehlike yarttı. Derbi mücadeleleri ve daha güçlü rakiplere karşı oynarken Santos'un buna daha fazla dikkat etmesi gerekiyor. Bu maçta önceki maçlara oranla gözle görülür bir fark yoktu Santos'un form grafiğinde. Sanırım atmosfer konsantrasyonunu bozdu.

Maçın adamını Gökhan seçmesek eminimki Emre derdik. Form grafiğindeki artış devam eden diğer bir futbolcumuzda emre idi. Belki gol atmadı ama golün asistini yaptı. Mücade etti hem hakemle hemde sahadaki rakiple. Emre iyi gidiyor aman nazar deymesin. Semih Şentürk ilk onbirde başladı ve gölünü attığı. İlk yarıda direkten bir topu döndü ki tam hazır olsa top ağlarla buluşurdu. Keza ikinci yarıda kafa ile vurduğu top dileği adeta yaladı geçti oda gol olurdu. Sakatlığı geçti ya takıma döndüya daha ne isteriz şimdilik buda yeter.

Son olarak birazda Diyarbakırspora değinelim. Topa rakip sahada basmaları, pres yapmaları iyidi. 90 dakikaya yayılacak bir kondisyon ile çok iyi şeyler yapabilir bir görüntü sergildi takım olarak Diyarbakırspor. Tazemeta ve Mendoza Diyarbakırsporun güçlü silahları. Kalecileri de iyi. Ancak Tolga ve Şener gibi futbolcuların yerine daha genç ve dinamik futbolcular kadroya dahil edilirse çok daha iyi olur. Kondisyon kazanmadan presin bir mantığının olmadığını 60dakikadan sonra takımın dökülmesiyle bu maç itibari ile sanırım Sayın Ziya Doğan anlamıştır.



Sonuç: Diyarbakırspor deplasmanından 3puanı aldıkmı aldık, gerisini bundan sonra rakiplerimiz düşünsün.

İlginizi çekebilir: Demokratik Açılım Mağlubiyeti

Demokratik Açılım Mağlubiyeti

Diyarbakır takımı sahada belki 3-1 mağlup oldu ama en büyük yenilgiyi Diyarbakır taraftarı ve Diyarbakır şehri aldı. Maça damgasını vuran tribünlerden sahaya atılan yabancı maddeler oldu. İlk yarının başında başlayan pet şişe, çakmak yağmuru ikinci yarının başında taş ve maytap yağmuruna dönüştü. 53. dakikada Kazım'ın yanına atılan yabancı madde patlarken, futbolcularda tedirginlik yarattı ve aynı esnada da ceviz büyüklüğünde bir taş da futbolcuların hemen yanına düştü. Saha kenarında ısının futbolculara da birçok yabancı madde atılırken atılan maddelerden biri Özer Hurmacı'nın bacağına isabet etti. Daha ne olabilir ki denilen bir anda maçın 77. dakikasında sahaya giren bir taraftar tedirgin gözlerle izlenirken güvenlik güçleri tarafından yakalandı ve dışarıya çıkarıldı. Tabii şehir Diyarbakır ve saha Diyarbakırsporun sahası olunca tedirgin olmamakta elde değil. Ancak bu tedirginliğide yaratan Diyarbakır taraftarının bizzat kendisi. Karşılaşma sırasında başlayan olayların maçın son düdüğünden sonra da durmadığı ve olayların sokaklara taştığı haber organları tarafından bildiriliyor. Polisin yapılan taşkınlıkları önlemek için olaylara biber gazı kullanarak müdehale ediyormuş. Yazık hemde çok yazık.

Başkanımız Aziz Yıldırım maçtan sonra memleketi Diyarbakırda olmaktan memnun olduğunu ancak çıkan olaylardan dolayı çok üzüldüğünü, bu şehre gelen büyük takımların Diyarbakırspor'un rakibi olmadığı bu anlamsız agrasifliğin Diyarbakırspor'a ve Diyarbakır şehrine büyük zarar verdiğini söyledi.

Maçın başından beri süre gelen bu taşkınlık ve şiddetin sebebinin ekonomik sıkıntıların olmasından ya da bireysel özgürlüklerin az olmasından kaynaklanıyor diyerek açıklamak sadece gerçekleri görmekten kaçmaktan başka birşey değildir. Spor bir yaşam tarzı, demokrasi bir toplum kültürü ise bugün Diyarbakırda bir yaşam tarzı ve bir toplum kültürü olan demokrasi mağlup oldu. Bu mağlubiyet hangi demokratik açılım paketi ile galibiyete dönüştürülebilir?

ALMAN teknik adam(teknik direktörümüz) Daum maçtan sonra yakasındaki ATATÜRK rozeti hakkında gelen soruya 'ben ATATÜRK fanatiğiyim' dedikten sonra türkçe konuşarak 'EN BÜYÜK ATATÜRK 'demesi demokratik açılımın hangi yönde yapılması konusunda ders niteliğinde oldu. Ayrıca böyle harp havasında geçen bir maçtan sonra yabancı bir teknik adamın bu sözü ve davranışı o kadar anlamlı olduki sanırım bunun üzerinede daha birşey söylenmez. Ne maç yorumu yapılır nede takımların analizi yapılır.

24 Ağustos 2009 Pazartesi

Muhteşem İkili: Aurelio ve Bayram Tutumlu

Uyuşmazlık Çözüm Kurulu’nca, Fenerbahçe’ye 5 milyon 250 bin Dolar tazminat ödemeye mahkum edilen Aurelio’nun menaceri Bayram Tutumlu, itirazda bulundukları Tahkim Kurulu’nun bir türlü karar vermemesinden yakınarak şunları söylemişti “Çıkaracaksanız çıkarın kararı. Milli bir oyuncuya bunu neden reva görüyorlar? Aurelio, Türk Milli Takımı için oynuyor. Yapmadığı fedakarlık kalmadı. Ne istiyorlar Marco’dan? Fenerbahçe’ye diyet borcu olan Federasyon, kendisini ikide bir hançerliyor. Her yerde Fenerbahçe mi var? Uyuşmazlık Çözüm Kurulu’nda Fenerbahçe’nin adamları vardı. Tahkim’de de mi var? Her yerde Fenerbahçe mi var? Bu işin peşini bırakmayacağız. CAS’a gideceğiz. Federasyonu mahkemeye vereceğiz. Sen bu adama yarın hangi yüzle ‘gel milli takımda oyna’ diyeceksin. Marco, sözlerimin altına imzasını atar”

Tahkim Kurulu kararını açıkladı ve karar Aurelionun lehine oldu. Demek ki neymiş Aurelio ya reva görülen birşey yokmuş. Şimdi Sayın Tutumlu'ya sormak lazım Aurelio Milli takımda oynayıpta ne fedekarlık yapmış? Diğer oyunculardan azmı pirim almış? Diyet borcu olan bir Federasyon bu şekildemi diyet öder? Şu durumda acaba Federasyon, başkasına olan diyetin borcunumu ödedi. Çözüm Kurulunda Fenerbahçe'nin adamları varsa, Tahkimde kimin adamları varda karar Aurelio lehine çıktı?

Bir de Federasyona güvenmediğini ifade eden Tutumlu, “Ama bana anlattıklarına göre Tahkim Kurulu, Fenerbahçe’nin emrinde olmayan bir kurummuş. Bir federasyonun, bu kadar karmaşık ilişkiler içinde olması bana utanç veriyor.

Galatasaray ve Beşiktaş Aurelio ile ilgilenmediğini açıkladı. Bunun sebebi herhalde, Tutumluya duyulan güven eksikliği olsa gerek. Tutumluya kim ne anlattı? Anlatanlar böyle bir konuda nasıl bilgi sahibi ve nasıl bir ilişki içindeler ki Tutumluya bu konuları anlatıyorlar? Tahkim Kurulunun Fenerbahçe'nin emrinde olmayan bir kurum olduğunu öğrenmiş Tutumlu, peki Tahkim Kurulu kimin emrinde şu halde? Bu karar çıktığına göre. Ayrıcı Tutumlu bunu nasıl öğrenebiliyor? Nasıl bu tip açıklamalar yapabiliyor? Peki bu karardan şuan kimler utanç duyuyor?


Bunlarlada yetinmeyen Tutumlu ‘Geri dönmesi için anlaşmıştık’ Yeter artık. Bu lafları 3 aydır söylüyorum, yanıt veremiyorlar. Çözüm Kurulu nereye bağlı? Neden o kadar çok Fenerbahçeli var? Bunlar soruşturulsun. Federasyon, Aurelio konusunda Aziz Yıldırım’ın istekleri doğrultusunda hareket etmekte” iddiasında bulunmuştu.

Evet birşey de Tutumlu haklı, çok Fenerbahçeli var. Ancak Kurumların işine müdehale eden ve haksız yönlendiren Fenerbahçeli yok. Federasyonun Aziz Başkanın istekleri doğrultusunda hareket etmediği de bu kararla isabet olduğuna göre, Federasyon bu kararla Tutumlunun deyişiyle kimin istekleri doğrultusunda hareket etmekte? İddaalarda bulunmak kolay ancak arkasında durmak zordur. Peki bu kararın ve açıklamaların ışığında soruşturulması gereken şeyler olduğu düşünülmüyor mu?

İddaların asılsız olduğu düşünülüyorsa neden iddaa sahipleri hakkında herhangi birşey yapılmıyor? Federasyon, Federasyon kurumları ve Aziz başkan hakkında bu şekilde iddaalarda bulunan ve kurumları yıpratan kişilere soruşturma başlatılması gerekmiyor mu? Eğer iddaalarda haklılık payı olduğu düşünülüyorsa şu halde bu iddaalar da neden araştırılmıyor? Tabii bu durumda Tutumluya bilgi veren kişilerinde araştırılması gerekiyor. Nasıl bu tip bilgiler verildiği ve bu bilgi aktarımındaki amaçlarının ve bunu yapmalarının sebepleride sorulmalı? Şu durumda dile getirilen yenilir yutulur cinsten olmayan iddaların ve Tahkim Kurulundan benzer konularda çıkan farklı kararların meşruluğuda araştırılmalı...

23 Ağustos 2009 Pazar

Yazık Oluyor Nihat'a

Ukranya ile yapılan hazırlık maçından sonra Nihat hazır değil dedik. Hem mental hemde fiziki eksiklik olduğu açıkça belli oluyordu. Sayın Fatih Terim Nihat'ı oynatma gerekçesini açıklarken, ''Bizim ihitiyacımız olduğunda Nihat vardı, şimdi onun ihtiyacı olduğu dönemde de bizde yanında olacağız'' sözleri hatırlanırsa bu sözler ile istemeden olsada Nihat'ın şu anki durumunu açıkça dile getiriyordu. Gençlerbirliği maçında da gördük ki Nihat'ın hazır olabilmesi için süreye ihtiyacı var. Bence bu sürede yaklaşık bir ay. Belki Sayın Denizli Nihat'ı oynatarak hazır olmasını sağlamaya çalışıyordur. Ancak bu mantıkla da Beşiktaşın puan kaybetmesine razı oluyor sonucu çıkıyorki bunada bir camia ne kadar katlanır oda tartışılır. Öte yandan Denizli şunu göz ardı ediyor; puanlar kaybedildikçe ve başarısız olundukça Nihat mantel olarak dahada çökecektir. Beşiktaş bu strateji ile hem puan kaybetmeye devam edecek hemde Nihat'ı kaybedecek. Yazık oluyor Nihat'a...

Nihat mevzusu ile girdik olaya madem dün akşamki maçta Beşiktaş'a da değinerek rakibimizi biraz tartalım bakalım. Süper kupa maçı öncesi, Beşiktaş'ın kadro olarak teknik kabiliyeti düşük bir takım olduğunu söylemiştik. Gençlerbirliği maçında yaptıkları pas hataları ile kendi çaplarında birde rekor kırdılar ve ancak ozaman ne dediğimiz anlaşılmaya başlandı herkes tarafından. Bir iki maçta iyi oynayan ve göklere çıkarılan Fink gibi oyuncu ligimizde çok. Sivok hata yapmaya devam ediyor üstelik bence inanılmaz hatalar, ayrıca akşamki maçta hakemin şevkati ile sahada kaldı yoksa ikinci sarıdan atılması gerekiyordu. Tello birşeyler yapmaya çalışan tek adam Beşiktaş'ta. Denzili'nin sakatlıklar öncesi ilk onbirde yer vermediği Holosko ise belliki bu durumdan pek hoşnut değil ve dün akşamki maçta lütfen oynar gibiydi. Gençler karşısında ne tür bir taktikle oynadılar açıkşası anlamadım. 4-3-3 oynayan Beşikta'ın bu maçta ''ntv'de maçtan sonra Rıdvan'ın yorumuna göre'' 4-2-2-2 gibi oynadığı yönünde. Bu nasıl bir diziliştir ve neyi amaçlar sahada böyle bir taktik kavrayamadım. Sanırım sayın Denizli 10,5 numara futbolcu lazım diyerek futbola kattığı bu ifade ile oynattığı bu sistemle de Beşiktaşı şampiyon yaparak tarihe geçecek galiba. En azından o öyle düşünüyor. Beşiktaşın 10,5 mu 20,5 mu bilmem ama gerçekten bir değil iyi 2 tane orta saha oyuncusuna ihtiyacı var. Ama görünüşe göre almayacaklar çünkü Delgado'nun lisansını yenilemişler. Şu görüntüsü ile Beşiktaş gol bulmakta ve pozisyon üretmekte zorlanır. 4'lü savunmanın önünde oynattıkları 3 defansif orta saha ilede az gol yer bir yapı ile devam ederler. Kısacası Beşiktaş'ın maçlarının çoğu, Gençlerbirliği ayarında ve üst düzey takımlara karşı beraberlik veya mağlubiyet ile sonuçlanır. Bu sonuçlara şimdiden alıştırmalı Beşiktaş taraftarı kendini. Daha şampiyonlar ligi maçlarıda üstelik başlamadı. 5. haftada Galatasaray ile oynayacakları derbi maçı Beşiktaş'ta bir dönüm noktası gibi görünüyor. Beşiktaş bu maçta eğer ağır bir yenilgi alırsa, belki o zaman Beşiktaş yönetimi ve Denizli geçen seneki şampiyonluğun ve kazanılan Türkiye kupasının gerçek değerlendirmesini yapar. Aslında gerçekte kötülerin iyisi olarak kazandıkları şampiyonluğun ve kupanın gölgesinden sıyrılarak güçlü bir takım kurma çabası içine girerler. Bunu anladıklarında ise bu sene için tren çoktan kaçmış olacak.

Bir futbolsever olarak ve yaklaşan şampiyonlar ligi öncesi Beşiktaş için üzgünüm. Bir Fenerbahçe taraftarı olarak ise Beşiktaş'ın ligteki bu tökezlemeleri beni memnun etmiyorda değil. Şampiyonluk yarışında ezeli bir rakibin bu gidişatı tüm rakiplerini olduğu gibi bizide memnun ediyor. Dileğimiz performansının böyle devam etmesi yönünde...