![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhOLc-ODEsootgGRVgtxQwaxOOZ-dMrUhyOyYXS9uvidEMXYMF47lEr1GndPq1RVYQFfpxoF016VeUl_9r8fHPhhKa9Hb86n6_mvPV7lC9NuoEWAohIEPg1IYaTluEnJge_MODI1pBRQAE/s400/futbolter%C3%B6r%C3%BC1.bmp)
Başkanımız Aziz Yıldırım maçtan sonra memleketi Diyarbakırda olmaktan memnun olduğunu ancak çıkan olaylardan dolayı çok üzüldüğünü, bu şehre gelen büyük takımların Diyarbakırspor'un rakibi olmadığı bu anlamsız agrasifliğin Diyarbakırspor'a ve Diyarbakır şehrine büyük zarar verdiğini söyledi.
Maçın başından beri süre gelen bu taşkınlık ve şiddetin sebebinin ekonomik sıkıntıların olmasından ya da bireysel özgürlüklerin az olmasından kaynaklanıyor diyerek açıklamak sadece gerçekleri görmekten kaçmaktan başka birşey değildir. Spor bir yaşam tarzı, demokrasi bir toplum kültürü ise bugün Diyarbakırda bir yaşam tarzı ve bir toplum kültürü olan demokrasi mağlup oldu. Bu mağlubiyet hangi demokratik açılım paketi ile galibiyete dönüştürülebilir?
ALMAN teknik adam(teknik direktörümüz) Daum maçtan sonra yakasındaki ATATÜRK rozeti hakkında gelen soruya 'ben ATATÜRK fanatiğiyim' dedikten sonra türkçe konuşarak 'EN BÜYÜK ATATÜRK 'demesi demokratik açılımın hangi yönde yapılması konusunda ders niteliğinde oldu. Ayrıca böyle harp havasında geçen bir maçtan sonra yabancı bir teknik adamın bu sözü ve davranışı o kadar anlamlı olduki sanırım bunun üzerinede daha birşey söylenmez. Ne maç yorumu yapılır nede takımların analizi yapılır.![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjWro_x5PWcBXt7FFi93tUhBcUWbnZ8D2N4Hy7rePD4rCTwpiCROF_2-vcdy_xdS2uDB8aZiBropJV6IzYoJ0XWRP76DUNhTSsj4NMHiFh8OAq7ot9RR1QjLf9aRE-IMIlF08Cxk9wPJ_A/s400/diyarbakirspor_fb1.JPG)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder