2 Ekim 2009 Cuma

UEFA Avrupa Liginde ilk 3 Puanı Aldık

Sheriff maçını ilk önce 3puanla geçtiğimiz için mutlu olmamız gerekiyor. Nasıl olursa olsun alınan puanlar sonrası için çok önemli. Yine oynadığımız oyun hakkında kötüydü, gelecek vadetmiyor gibi yorumlar yoğunca yapıldı yapılmaya da devam edecek anlaşılan. Ancak şunu belirteyim ki oyun konusunda dile getirildiği kadar kötü oynadığımızı düşünmüyorum. Ancak bir Barcelona olmadığımız da bir gerçek. Özellikle UEFA arenasındaki maçlarda oynadığımız takımların geçmişlerine ya da mali yapılarına bakarak zayıf oldukları buna bağlı olarakta Fenerbahçemizin çok kolay kazanması gerektiği söyleniyor. Ancak kimse unutmasın ki futbol yeni geliştirilen ya da bulunan bir spor dalı değil. Bahsedilen takımların hepsi kazanma adına bugün bilinen tüm birikimleri takip eden ve amaçları adına tıpkı takımımız gibi antremanlarını ve çalışmalarını yapan takımlar olup, futbolcuları da 20 yaşında bende top oynamaya başlayım diyen insanlardan değil 5-6 yaşlarında bu işe gönül vermiş ve gerekli eğitimleri alan, kendilerini ispatlamaya çalışan sporculardan kuruluyor. Sheriff takımının tecrübesi az olan yaş ortalaması 23 civarında bulunan genç futbolculardan kurulu bir ekip olması, bu takımın futbol oynamayı bilmediği ya da maçı kazanmak için mücadele etmeyeceği anlamına gelmiyor. Nitekim oynanan maç biraz da Hakemin Sheriff'li oyuncuları gözetmesi ile mücadelesi üst düzey olan sert bir maç oldu. Hal böyle iken takımların tozlu tarih sayfalarındaki evveliyatlarından ziyade o gün mücadele verdikleri dönemdeki güçleri maçın kaderini belirliyor.
Maç yorumuma mutsuz adam Deivid'e değinerek başlamak istiyorum. 70. dakikada oyuna girdi. Daum, Deivid'e Sol kanatta Uğur'un yerinde görev verdi. Onunla aynı anda sahaya sürdüğü M. Topuz'a da sağ kanatta Kazım'ın mevkisinde görev verdi. Daum'un tercihi bu yönde olmasına karşın Deivid'i sağ, M.Topuz'u sol kanatta tercih etmesini isterdim. Hatta R.Carlos'un önüne Emre'yi alıp M.Topuz'u onun yerine kaydırabilirdi. Bu şekilde yorulan Carlos az da olsa soluk alırdı ki bunu farkeden Emre de maçın sonlarına doğru hep o bölgede kademeye girdi. Ancak Deivid tercihini kullandı Daum. Deivid daha öncede bu mevkide oynatılmak istenmiş ancak yerini yadırgamış ve performansı düşük bir grafik çizmişti. Nitekim Vedeson 82.dakikada girip sol kanada geçinceye kadar Deivid o bölgede hantal bir profil çizdi. Ancak ayağında topu tutmayı ve saklamayı becererek bu bölgede azda olsa katkıda bulunmayı sağladı. Biraz da isteksiz gördüm Deivid'i. Umarım Deivid'i kaybetmeyiz.
Ligte aldığı 3 maçlık ceza sonucu takımdan ayrı kalan Emre, bu maçta orta sahadaki diri görüntüsü ve mücadelesi ile beğeni kazanmıştır kanaatindeyim. Oyunu her aşamada takip eden ve gerekli müdehale için pozisyonlara yakın olmaya çalışan Emre, bu maç için büyük ölçüde bunu yapmayı becerdi. Takımın galibiyetinde katkısı gerçekten büyük oldu. Hücumlarda Cristian'ın biraz insiyatif kullanarak ileriye katkıda bulunması Emre'yi rahatlatır. Ancak sanırım ileri pek çıkmamasını Daum söylüyor. Zira Cristian hucüm organizasyonlarına katılabilecek yetenekte.
Kazım, Antalyaspor savunmasını terletiği şekilde Sheriff savunmasınıda terletti ve zor durumlara düşürdü. Yakaladığı gol pozisyonunda topa düzgün vurmayı becerse geceye damgasını net bir şekilde vurabilirdi. Öte yandan Kazım'ın yeteneği üst düzey olmasına karşın oyun mantalitesi biraz düşük. Emre kadar oyunu ve pozisyonları takip edip pozisyonlara müdehale edemiyor. Bazen oyunu sadece seyrediyor. Nitekim golden sonra Semih'in sol kanattan ceza sahası içine gönderdiği pozisyonda Kazım'ın sağ kanattan ceza sahası içine girmesi ve Semih'in ceza sahası önüne kestiği topa vurması gerekiyordu. İlk golde Alex'in yaptığı gibi. Ancak Kazım pozisyon takibi yapmadığından sağ kanatta orta sahanın önünde atağın gelişimini ve sonuçlanmasını izliyordu.
Alex, kim ne derse desin oyun zekası ve top tekniği mükemmel bir futbolcu. Attığı golle de Semih ile uyumunun, Guiza ile olan uyumundan daha iyi olduğunu da gösterdi. Avrupa Kupalarında takıma ne katkı sağlıyor ki diyenlere de bu gol küpe olsun.
Semih, diyorum ki sen daha çok yabancı forvet harcarsın. Takımda Guiza'dan daha fazla şans bulsa şimdi ligte gol kralığında birinci sırada idi. Sheriff savunma oyuncunu geçmesi, ceza sahasına girişi, kafasını kaldırıp Alex'e topu gönderişi ile hem asist hem gol kralığında yarışır forvet diye geçinen birçok meslektaşı ile. Guiza ise son haftalarda çizdiği performans ile Semih'in eline su dökemez. Zorunlu rotasyon ile gerçeleşen bu değişiklik takıma yaradı.

Umarım bu galbiyet, UEFA Avrupa Liginde alacağımız diğer galibiyetler için başlangıç olur temennisi ile gelecek maçlarda takımımıza başarılar diliyorum...

Bunlarda ilginizi çekebilir:

Hiç yorum yok: